Vohaaa sonunda ilk anime yazımı yazmaya girişmiş bulunmaktayım.Bu ciddi anlamda gözlerimi yaşarttı.Sonunda animeler içinde bir ön atılımda bulundum.Bu animelere ödemem gereken büyük bir borçtu.Sonunda size de tanıtıp izletecek olmakla beraber bu borçları ödemeye başladığımın işareti.Animeler önemlidir arkadaşlar.Bir kere insan bulaşmaya görsün bir şekilde vazgeçilmez oluyorlar.Bunu sizde -eğer hiç izlemediyseniz- fark edeceksiniz.Neyse gelelim animemize.Efendim ben Ayashiyi izleyeli uzun zaman oldu ama geçenlerde üstünden bir cila çektim ve yeppudaa'da görücüye çıkardım.Orada hem online hemde mp4 paylaşımını yapıyorum.Eğer izlemek veya indirmek isterseniz beklerim.Pek bileni yoktur Ayashinin amma benim sayemde çoğu kişi görmüş ve izlemiş oldu.Bence konusu olsun, taş gibi Touyası olsun izlenmesi gereken bir anime.Zaten 24 bölümcük ve emin olun ne çabuk bitiyor bu bölümler diye şaşıracaksınız.Açıkcası ben 24'e gelmemek için büyük çaba harcadım ama maalesef her güzel şey gibi oda sonuna gelmişti :(
Kısaca konuya değinip neden izlenmeli bu anime size en kısa ve özünden anlatayım ^^
Konu yeryüzüne inmiş ilahi bir varlığın efsanesiyle anlatılıyor.Ceres adı verilen bu melek dünyamızda yıkanırken kaftanını bir adam alır ve meleğimiz yeryüzünden ayrılamaz.Daha sonra adam onu kendisiyle evlenmeye zorlar ve o adamdan çocukları olur.Onun soyunu devam ettiren Mikage ailesi ise Ceres'in en büyük düşmanı haline gelir.Her doğan Mikage çocukları 16 yaşlarına bastıklarında içlerinden birinde Ceres uyanıyor ve Mikage ailesinin hepsini öldürmek ve ondan çaldıkları kaftanı bulmak için yeminler ediyor.Bu noktada günümüzde Ceres'in ruhunu taşıyan Aya ve kaftanı çalan Mikage'nin ruhunu taşıyan Aki devreye giriyor.16 yaşlarına bastıklarında aileleri onlar için tören hazırlıyor ve Aya'nın içinde onları yok edecek Ceres'in ruhunun olduğu anlaşılıyor.Bu noktada Mikagelerin tek istekleri Aya'nın tamamen ortadan kalkması.Kardeşi Aki bile artık eski bildiği Aki değildir...
Ailesini ve evini kaybeden Aya için ise artık sonu belli olmayan aşk, dram, macera ve aksiyon dolu bir macera baş göstermiştir bile...
Çizimler biraz eski moda gelebilir ama 2000 yapımı olduğunu da göz önüne almalısınız.Ama o zamanlar için bile güzel görsellik barındırıyor.Mesela Touyanın o zümrüt yeşili gözleri, kızıl saçları gayet güzel çizilmiş.Zaten benim için bu kadarı yeterli asdfgfdsadfgfd.Tamam tamam konudan saptım biliyorum.Bu arada Touya diyip duruyorum ikidir açıklayayım; o animenin en afilli, en yakışıklı, en karizmatik erkeği.Onu yazımda az sonra zevkle tanıtacağım...
Evet animenin çizimleri konusunda kafanızda bir ön yargı oluşsun istemem.Çok iyi değil belki ama gerçekten rahatsız etmeyen güzel çizimlere sahip.Konu biraz kafa karıştırıcı ama üstesinden gelinemeyecek kadar değil.İlk bölümleri atlattınız mı iyisiniz.Aslında orjinal bir konusu bile var diyebilirim.Eski bir Japon masalından uyarlanmış öyküsü.İçinde dramı da, aksiyonu da, aşkı da, bilimum fantastik olayı da barındırıyor.Bu yüzden hangi tür izlersen izle içinde mutlaka sevdiğinden bir tanesini bulacaksın.Hiç olmadı Touyayı bulursun oda iyi olur kanımca asdfghfdsa
Her yapımda mutlaka iyi veya kötü bulduğumuz şeyler vardır.Şimdi animenin eksilerini açıklama zamanı.
*Öncelikle aşk yapalım derken göz çıkarılmış bölümler vardı.Aşka karşı değilim ancak her şeyin fazlası zarar.Animenin diğer unsurlarını geri plana atmışlar ve hadi basalım aşkı basalım dramı demişler.Buda bazen ciddi bunaltabiliyor.Ama onun dışında çokta mühim değil biz kadın milleti aşkı severiz.Dramda zaten hayatın eksilmeyen parçasıdır.
*Gereksiz karakterler olması.Ve kesinlikle o karakter Yuji'ydi.Neden animede kendisi vardı ve ne ara Ayaya bu kadar aşık oldu bilinmiyor.Gerçi Aya ve Toyanın aşkı da öyle hemencicik başlamaştı.Saanırım bu mangakadan dolayı.Bilmiyorum belkide animede işi batırdılar.Sonuçta mangasını okumadım.Ama Yuji karakterini hiç sevmedim.Özellikle kızın üzerine saldırıp seni istiyorum, seni seviyorum diye bağrındığı vakit.Kimsin lan sen! Zaten sürekli Tooya'ya atarlanıyo falan.Aya sanki onunmuş gibi sahipleniyo.Animenin her bölümü Tooya gelsin de şunu eşşek sudan gelinceye kadar dövsün istedim.
*Çizimler çok iyi sayılmazdı ama çokta kötü diyemem.Biraz önce bahsetmiştim.Eski tarz anime sevenlere güzel gelecektir.Ancak ayaklar falan felaketti.Resmen ilkokul çocuğuna çizdirilmiş gibiydi ve beğenmedim.Hele bir tane teyze-abimiz vardı ki.Allahım kadın mı, erkek mi yoksa botoks mağduru mu anlayamıyorsunuz.
*Espiri yapılmaya çalışıldı birkaç bölüm ama olmadı.Ne diyo lan bunlar? tribine girebilirsiniz.Bu yüzden espirili ve gülmeli bir anime beklemeyin.
*Konu fazla karışık ve açıkcası saçmalandığını düşündüğüm, mantık hatası bulduğum çok yer oldu.Ama bu animenin genel tutumu böyle.Hemencicik aşık edip, bir olayı hemencicik bitirebiliyorlar.Ne ara ne oldu kavrayamıyorsunuz.
Aklıma gelen eksi taraflar bunlar.Belki zorlasam daha da çıkardı ama üzerinde çokta düşünmeye gerek olmayan bir yapım bence.Konusu ve karakterleri orjinal ama bazı eksiklikleri onu zirveye çıkaramadı maalesef.Onun dışında zevkle ve heyecanla izlediğimi söyleyebilirim.Aya ve Tooya arasındaki aşk çok tatlıydı.Diyaloglar, sahneler güzeldi.Hele kızın oğlandan söz istemesi ve oğlanın olağandışı verdiği söz...
Üstteki resimde zaten bir fan tarafından o sahneden uyarlanıp yapılmış.Çok şeker bir sözdü.İzleyince anlayıp hak vereceksiniz.
Yazımın sonlarına gelmeden önce nam-ı değer yakışıklımızla tanıştırayım sizleri.
*Toya*
Kızıl saçları, derin yeşil gözleri ve hüzünlü bakışları vardı.
Her daim cool ve yakışıklı olmayı başardı.
Sadece bir an için karizması gitmişti, oda güneş gözlüğünü taktığı andı..
Her şeyiyle mükemmel, yalnız ve çekici bir adamdı.
O hayalimizdeki erkekti.
O Tooya'ydı...
Evet efendim bu küçük şiirsel başlangıçtan sonra gizemli erkeğimiz Tooya'dan azcık bahsedebilirim.Sonuna kadar onun kim olduğunu öğrenemiyorsunuz ve ikilimizi hangi sonun beklediğini.Gerçekten çok gizemli bir karakterdi ve eminim animeyi izleyen çoğu insanında tek merak ettiği konu Tooya'nın kim olduğuydu.Öğrendiğimde açıkçası hayal kırıklığına uğradım.Ben daha etkili bir şey bekliyordum ama çok farklı bir hikaye yüklenmiş kendisine.Sadece Aya ile olan geçmişlerini sevdim.Ah şuan söylememek için kendimi zor tutuyorum ne güzeldi ya.Sen git yıllarca o sahildeki kızı ara.Ups sanırım söyledim! Silin hafızadan hemen, silin!
Yeşil gözleri ve bakışlarıyla koca animeyi bile unutturur kendisi.Söylemedi demeyin.
Evet efendim artık yazımızın sonlarına geldik.Oldukça uzun oldu farkındayım ama ilk anime yazım olduğundan çenem çok açıldı.Mazur görün.Animede en son değinmek istediğim konu Opening'i.Elfen Lied'dan bu yana beni çok çok hüzünlendiren ve etkileyen bir Opening olmamıştı ta ki Scarlet'e kadar.Açın bir dinleyin ya, anlatmaya ne gerek!
Evet efendim geldik anime yazımızın sonuna.Bol resimli ve güzel bir yazı olduğunu düşünüyorum umarım sizde beğenmişsinizdir.Merak etmeyin giderken elcağazımla yaptığım giflerden koyup finali hakkıyla yapacağım.Verdiğimiz kayıplara üzüldük.Yeri geldi ağladık yeri geldi heyecanlandık.Hatta yeri geldi ağzımızın suyu aktı.Böyle bir animeydi Ayashi no Ceres ve eksisiye artısıyla benim arşivimde yerini almaya hak kazandı.
Sizde;
İzleyin, izlettirin...
Birlikte geçirdiğimiz zamanın ne kadar kısa olduğu önemli değil.
Her zaman...
Her zaman seninle birlikte yaşamak istedim.
Bu benim rüyamdı.
Seninle karşılaştığımdan beri, tek istediğim bu...
Evet.
Daima...
Daima seni sevdim.
Aya, seni daima seveceğim...
Selam! Wattpad hikayeme göz gezdir ---> Kralın Kalbi
.................................................................................
.................................................................................