Bugün çok farklı bir blog yazısıyla karşınızdayım.Aslında sevmiyorum ben pek takımımın çeşitli faaliyetlerini yazmayı, buralara taşımayı falan.Sonuçta reklam olsun diye yaşamıyoruz biz sevdamızı veya kavga dövüş için, onla bunla dialoglara girmek istemiyoruz.Ama...Bu ömrüm boyuncada susucağım anlamına da gelmiyor.Yeri geldiğinde ağzımızı da açmayı biliriz takımımız için ve artık gerçekten bu konuda dolmuş durumdayım.Bugünkü trabzon maçıda benim için fitili yakan ateş oldu.Beni çıldırttı, uykularımı kaçırdı ve yorgun, agresif bir şekilde bu yazıyı yazmama neden oldu.Okursunuz okumassınız size kalmış.Ben Fenerbahçeliyim diye takımımı övmiyicem, gereksiz saçma sapan ithamlarda bulunmuyucam, sadece acı gerçekleri dökücem yazımda.Çünkü gerçekten bir ihtiyaç gibi hissediyorum bunu.Gerçekten kınamak istiyorum o staddaki sütü bozukları! Boynumun borcu bu hatta.
Efendim maçı izliyeniniz var mı yok mu bilmiyorum.Yoksa izleyin derim.Hatta bütün türkiye izlesin görsün ayıplasın! O bir maç değildi.Kesinlikle.O bir savaştı.Holiganlıktı.İnsanlık dışı ne varsa herşeydi! Ne bu nefret? İnsan canına kastetmek isteyecek kadar...havada tespihler, yumurtalar, bilyeler, fitiller uçuşturucak kadar..Allah korudu kimse-fiziksel-yaralanmadı.Allah korudu sağ sağlim bitti bu maç.Ya birinin gözüne orasına burasına gelse o attıklarınız, bir sakatlık vs şeyler verseydi.Yerlerde süründürdünüz, topu değil oyuncuları tekmelediniz, gözünüzle değil götünüzle maç izlediniz, ve hakemlik değil tırsaklık yaptınız.Hayatımda gördüğüm en içler acısı, en ayıplar ayıbı bir maçtı.Trabzonun adını kirletmekten başka işe yaramadı.Çok mu mutlusunuz şimdi? Holiganlık yaparak, oyuncuların anasına babasına küfrederek, elinizde allah allah diye çektiğiniz tespihleri onların suratına atarak rahatladınız mı? Hayır! Sizinle bu kadar saygılı konuşmak istemiyorum.Çünkü o sahada dediğim hareketleri yapan herkez, insanlık dışı, pislik yaratıklardır.Mümkünse güzel ülkemi terk edin, mümkünse taraftarlığı bırakın, mümkünse insanlık öğrenin!
Gene söylüyorum izlemeyen bir baksın maça..
Gelelim Zokora'nın Emreye yaptığı hareketlere.
Ben Fenerbahçeliyim diye at gözlüklerini takıp, koltuklarımı kabartıp her oyuncuyu, her hareketi pohpohlamıyorum.Emreyi seviyormuyum? Hayır.Gerekse oyun içerisinde yaptığı tutumlarla, gerekse sözleriyle, asabiliğiyle bizi bıktırdı resmen.Son golünüde Zokora'ya F*ucking negro diyerek attı zaten.Emrenin yaptığı bir ayıptı! Ayıptan öte suçtu! Ve gene her zamanki gibi sinirlerine yenik düşmesinin sonucu pişmanlıkla harmanlanmış özürünü diledi ama bu affettiremedi kendini kimseye.Çok laf söylendi, çok ithamda, iddaada bulunuldu = sonucu 2 maç cezası oldu.Burda kimin suçu var? Onun cevabından önce bugün Zokora abimizin yaptığı hareketleri ele alalım.
Emrenin elini sıkmadı.Süper hareket! Adamsın, kralsın, babasın.O kadar karizma, o kadar mesaj verici bir harekettiki izlerken resmen yürrrü be Zokora! dedim.
Peki ya adamın hayalarına attığı tekme?
O sana ırkçılık yaptıysa, sende cinayete teşebbüs ettin Zokora.Bir erkeğin, erkekliğinin ne kadar önemli olduğunu ben anlatmıyım şurda...siz bilirsiniz, hatta yeterince sert atıldıysa o tekmenin canına bile mal olucağını...Şimdi Zokora pislik zencinin teki oldu.Emre söylediklerinde haklı çıktı ve Zokora hızla çıktığı kalpleri fet yolunda, hızla yere çakıldı.
Maçta Emre tekmemi yemedi, hayalarınamı vurulmadı, kafasına bilumum envai çeşit maddelermi atılmadı, anasına babasına küfürmü edilmedi.Emreyi ruhen ve bedenen s*kti attılar o maçta.Pardon kabaşlaştım ama çocuğu ne zaman görsem yerdeydi abi.Sevmiyorum Emreyi ama onu öyle görmek bir insan olarak beni mahvetti.Annesi babası ailesi ne durumdadır kimbilir...
Bakarmısınız?
Şimdi bu işte kim suçlu.Güya Zokora abimiz TFF'nin aldığı 2 maç cezasına sinirlenmiş, yani haklı yere asabiyet yapmış hakkını aramış orda.Ya bir defolup gidermisiniz? Hatta mümkünse nefesinizi tutun ve asla almayın.Suç Emreninse...özür dilendi.Cezasıysa...verildi.Bunda aranıcak bir suçlu varsa, onlar TFF kurulundaki pisliklerdir.Bir kere Irkçılık adı altında ya belli yıllarla hapis yada 8 maç cezası vardır.Zokora sinirlenmekte haklı.Ben olsam bende sinirlenirdim.Ama bu karar verildi diye tutup adamın hayalarına tekmeyle dalmazdım! Çünkü bu beni onun seviyesine..hatta daha altına indirir.Zokora bu hareketiyle o pislik zenci yakıştırmasını bir güzel üstüne giydi ve gözümde -0(eksi sıfır)'ın altının altına doğru yol aldı...Tekrar söylüyorum.Hayalarına vurulacak biri varsa oda fedarasyondu..Bunun ayrımını yapamadı Zokora ve doğal olarak sonunda benden pislik zenci yakıştırmasını yedi!
Hakeme söyliyiceğim onlarca söz var ama şimdillik;
Abitoğlu Trabzon boğalarından korkup kırmızıyı gösteremedi...
Rıdvan hocanında dediği gibi prenses futbolunda hakemlik yap o zaman koçum!!
diyorum ve sözü Rıdvan hocaya bırakıyorum..
Bence baştan sona izleyin.Yorum böyle yapılır çünkü..!
Artık uzun soluklu yazımı sonlandırayım en iyisi..
Trabzon taraftarları uçmuş.Öyle bir uçmuşlarki yakında onların evrende kaybolucağına inanıyorum ve umuyorum.Mümkünse böyle holiganlar tamamen yok olsun dünyadan.Götünüzle değil gözünüzle maç izleyin..Ayrıca o yönetim ayrı bir muhabbet.Taraftarlarını koruyorlar resmen.Güya bizimkilerin kışkırtmasından dolayı o envai çeşit şeyler sahaya atılmış.Artık milenyum çağındayız, eğer bir söyleminiz bir sözünüz varsa kanıtlayıp konuşun.Eğer orda Emre korner kullanırken seyirciye yönelik bir hareketi varsa bende tükürdüğümü yalar, önünüzde eğilirim.Ama hayır yok.O yüzden salak saçma yalanlara sığınmayıp insanlık yapında türk futbolu adına seyircinizin yaptığı bu ayıp için özür dileyin!!
Son olarak takımım içinde birşeyler söylemek istiyorum...
Gerçekten o sahada maç oynanmadı.Resmen savaştı benim kanaryalarım.Ve o cehennem ortamından da anamızın ak sütü gibi tertemiz çıktık.O kadar küfre, eziyete kazanmamamız imkansızdı zaten, allah izin vermedi çünkü...
Şayet şampiyon olamasalar da bugünkü canlarını hiçe sayarak dövüştükleri o cehennem sahası, bize ne kadar değerli olduklarını tekrar gösterdi.Siz bizim kalbimizin şampiyonlarısınız kanaryalarım!!
Hep destek, tam destek!
Lugana yok, Santos yok, Ermenike yok, Niang yok, Alex yok, BAŞKAN yok...
Onur var, şeref var, inanç var, yürek var, ilahi adalet var!
Sevgiler saygılar...
Öncelikle Futbol ilgi alanım dışı olduğu için bu yazıyı okumadım ama önceki yazıları okuyup, en güncel konuna yorum yapmak istedim. ^^ Blog o kadar hoşuma gitti ki, hemen senin bütün yazılarını okumak istiyorum. Baktım da çok güzel dizi-film önerileri var, oyuncuları ve ünlüleri de çok güzel yorumlamışsın. Blog tamamen çok güzel , neden benim blogum değil bu dedirtti bana. Ben kendi blogumu açalı çok olmadı, bununla beraber de çok ilgilenemedim de. Heheh ama blogun çok güzel ama Renkli Rüyalar Oteli gibi güzel bir isme sahip bu güzel blog neden bu kadar karanlık ? Vampirimsi bir tadı var, hani içeriğini görmesem Gece Evi Serisi veya Vampire Diaries fanı olarak o konularda bir blog sanacağom ki değil. :D
YanıtlaSilHahahah öncelikle teşekkürler canım güzel yorumun için.Aslında blog yazmak düşüncelerimde yoktu arkadaşım kışkırttı.Vaktimi çok fazla alıcağını ve kitabımla ilgilenemiyiceğimi biliyordum.İlgilenemedimde.Bu yüzden son zamanlarda bir şey yazmıyorsam affola.Gerçekten belli bir zaman gerektiriyo ve düşüncelerini toparlaman için tekrardan izlemen.Çok şey var yazmam gereken, işte blog açmakta bu yüzden sıkıntı.Yazamadığın şeylerinde vicdan azabını çekiyosun sonra hehe :D Evet adıyla biraz örtüşmüyor ama ben renkli rüyalar otelini özünde pek renkli bir isim bulmadığımdan bana anormal gelmedi.Birazda seviyorum o karanlık havayı aslında daha sevimli iç açıcı gözüksün isterdim ama olamadı bi türlü :D Gece evi serisi evet benimde okuduğum bir kitaptı ancak kabak tadı vermeye başladığı noktada bıraktım :D Vampir kültü artık bayatlaştırıldı fazlasıyla.Nerde bir Anna Rice, nerde bir adam Bram Stoker.Heyt anılarım depreşti :D Bloğuna bir göz atıyım bende en kısa zamanda.Bir gereklilik gibi değilde zevk alarak yaparsan daha güzel hale geliyor bunu aklında tut ^^
SilSevgiler, saygılar...