17 Eyl 2012

The Bucket List / Şimdi yada Asla!


Gene uzunca bir aradan sonra güzel mi güzel bir yapımla karşınızdayım efem.Kesinlikle izlenmesi gereken bir film olduğunu öncelikle söyleyebilirim ve neden bu kadar geç kendisini keşfettiğim ise benim ayıbım olmaya devam edecek.Yalnız uyarmak isterim şayet izledikten sonra sizde kendinize bir liste çıkarıp evden kaçmayı falan düşünebilirsiniz.O yüzden şimdiden bu ruh haline alıştırın kendinizi ve yazımı okumaya devam edin :)




Öncelikle oyunculuğun adından bahsedilmeye gerek bile duyulmayan iki önemli insan tarafından oynandığını önemle arz ederim.Şayet Jack Nicholson'ın adı bile yeter filmi izlemek için.Ve Jack - Morgan ikilisi ise çok güzel olmuş.Öncelikle konumuza değineyim ben;


2 adet yaşı kemale ermiş amcamız bulunmakta.Birinin ölene kadar harcayacak parası var, diğeri ise araba motoru yağlamakta.Kısacası normal işinde gücünde biri.Bunların ortak noktası nedir diye sorarsanız 1 yıl içinde ölecek olmaları diyebilirim.Ancak kesinlikle en büyük ortak noktaları bu değildi.Onlar hayatta yapamadıklarının eksikliğiyle dolu insanlardı.En büyük ortak noktalarıda buydu.Sonuçta bir liste yapmaya karar verirler.Ölmeden önce yapmak istediğim şeyler...tarzında ve içine paraşütle atlamadan tutun, çin seddinde motorla gezmeye, afrikada büyük bir kedi vurmaya, dövme yaptırmaya kadar en uçuk şeyler mevcut.Benim en sevdiğim ise dünyanın en güzel kızını öpmek ve en güzel manzarayı izlemekti.

Başardılar mı dersiniz?




Filmde verilen mesaj açık.Asla hiçbir şey için geç değildir.Aslında bir bakıma hepimiz bir şeylerin geç olduğunu yapamayacağımızı düşünüyoruz.Halbuki önümüze ölüm fermanımız verilse sanırım hepimiz o yapamadıklarımızın pişmanlığıyla dolar taşarız.Ne kadar olduğunu bile bilmediğin bir servete sahip olmak gerçek mutluluğu getirir mi? aslında aranılan cevap nedir? Birinin gerçekten bir ailesi yoktu diğerininde yapmak istediği, sahip olmak istediği şeylere kavuşacağı parası.Aslında ikisinin hayatında eksiklikler vardı ama en mutsuzu sanırım parasıyla yaşayandı.Biri evine döndüğünde onun için sofrada yemekler yapan, dua eden, etrafında koşuşturan, hasta olduğunda ziyaretine gelen bir ailesi varken diğerinin dondurulmuş yemekleri, kendini eğlendirmekten başka bir işe yaramayacak kızları ve soğuk bir evi vardı.Bu noktadan sonra anlaşılıyor zaten.İstediğin kadar paran olursa olsun o sıcaklığı, aile duygusunu satın alamayacağın....




Filmde değinmek istediğim bir diğer nokta ise Carter amcamız ve eşine olan aşkıydı.Sen 44 yıl boyunca hiç mi bir kadına bakmazsın kardeşim.Tekrar söylüyorum o eski aşkları özlemle anıyorum ben.Hayır bu bir masal değil eskiden, çok eskiden böyle aşklar yaşayan insanlar vardı.Şimdi ise sadece böyle filmlerde ve anneannemizin anılarında dinliyoruz onları.Bir gün sahip olmak istiyoruz böyle bir aşka ama maalesef hayat sadece milyonda 1 insana böyle bir mucizeyi bahşediyor.Ne diyim filmde bile olsa böyle aşkları izlemek ve duygulanmak gerçekten güzeldi.





Fazla bir şey anlatmak istemiyorum bu film hakkında.Kısacası kah gülüp kah duygulanmak, çok güzel manzaralar görüp, izlediğiniz şeyden ders almak istiyorsanız kaçırmamanız gereken bir film kendisi.Dialoglar ve arada geçen sözler çok güzeldir.Ayrıca Jack amcamızın o muhteşem oyunculuğu ve karakterinin sevimli komik yanlarını görmek istiyorsanız kesin kesin izlemelisiniz!

Ben derim ki;
İzleyin, izlettirin...


Selam! Wattpad hikayeme göz gezdir ---> Kralın Kalbi




.................................................................................



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder