Malumunuz kıyamete şurada ne kaldı.Herkes o anlamsız günü büyük bir merakla ve korkuyla beklemekte.İşin espirisi bu tabi, kıyametin kopacağına inandığım yok -Şirince bunun dışında tabi, orda büyük bir kıyamet kopacak ama hayırlısı- vesselam ben genede dalgamı geçip sevdiğim ve aklıma gelen bir iki filmi paylaşayım istedim.Zaten uzun zamandır da yazmıyordum bir şeyler buda bir bahane olmuş oldu.Gerçi kıyamete kadar yetiştirebilirmiyim 2-3 film bilmiyorum ama artık olduğu kadar.
* İşte Karşınızda Kıyamet Gibi Bir Film *
Buradan Twilight sever kardeşlerime sesleniyorum.Alacakaranlıktan önce biz vardık karşiiimm! diyip öncelikle benim için ayrı bir yeri olan filmi paylaşmak istedim.Zaten uzun zamandır da yazmak istiyordum kendisini.Efendim Lanetliler kraliçesi bilindiği üzre romantizm-vampir ikilisinin yegane bilindik ismi Anne Rice'ın Vampire chronicles serisinin 3.kitabından uyarlandı.Bu hikayede yüzyıllarca tabutunda uyuyan Lestat dışarıdan duyduğu müzik sesiyle uyanır ve dünyanın ne kadar değiştiğini fark eder.Bir rock yıldızı olur ve müziği sayesinde yüzlerce yıl önce yaşamış kraliçe Akasha'yı uyandırır.Akasha dünyanın kontrolünü kendi ellerine almak istemektedir.Lestat ise onun çoktan seçtiği kralıdır.Bu noktada devreye ikinci kızımız giriyor tabisi.Lestat ondan etkileniyor falan fistan.Ama ortada kocaman bir tehlike var.Akashanın planları fazla dehşetingiz ve Lestat bir taraf seçmeli.
Acaba bu savunmasız ve masum kalpli kız mı, yoksa tamamen karanlık ve dehşetingiz planları olan kraliçe mi olacak?
Bir kere karakterleri oynayan oyuncular çok orji.Özellikle kraliçe Akashayı oynayan Aaliyah abla için söyleyeceğim 2 çift lafım var.Kadın malum filmden sonra trajik bir şekilde öldü ama kalbimizde yaşıyorsun.Ruhun şad olsun karanlıkların kraliçesi.Acayip bir hava katmışsın filme severek izledik.
İkinci isim baş erkeğimiz Lestat'dan başkası değil.Onu oynayan isimde Stuart Townsend yakışıklısı.Normalde bana göre hiç çekiciliği olmamasına rağmen filmde resmen adam mıknatıs olmuş adeta çekiyor abicim.Biliyorum Lestat karakteri Tom cruise amcamızla özdeşmiş ama ben kesinlikle Stuart diyorum.Tom cruise amcanın geçen izlediğim eskimi eski bir filminde tamamen facia olan oyunculuğu ve tipini gördüğümde hepten soğudum.-zaten Anne Rice'da istemediydi onu filmde dışladıydı- O yüzden kesinkes söylüyorum forever Stuart! Halt etmiş Edward ve piyanosu.Lestat bir kemanını öttürsün puuuf diye söner onun havası.
Diğer kızımız yani Lestat'ın kalbini hoplatan ölümlü hakkında da bir şeyler demek isterdim ancak ben sönük buldum onu.Bence başka biri oynayabilirdi o rolde.Yada yönetmenin bir suçu var bunda.Bilinmez çünkü daha önce oynadığı başka bir film izlemedim o yüzden kesin bir şey söyleyemem.Birde Marius abimiz var ki oda gerçekten çok orji bir karakter.Başlarda sevimsiz bulabilirsiniz ama sonlara doğru kanınız kaynar, bağrınızı açarsınız kendisine.Oynayan abimizde -bence- acayip karizma.
Kısacası karakterler birbirinden güzel.Zaten çok usta bir kalemin elinden çıkma bir kitaptan uyarlama yani konuda beğenmeyeceğiniz bir nokta olmayacaktır.Özellikle ben hatırlarım televizyona çıktığında deli gibi sevinirdim.Yıllarca ara ara izledim sonra dayanamadım vcd'sini aldım falan filan derken zaman zaman unuttum ve şimdi arşivim arasında sapasağlam duruyor.Hatta bunu yazdıktan sonra açıp bir daha izlemeyi düşünüyorum.Belki çocukluğumun filmi olduğundandır, belki çok sevdiğim yazarın elinden çıktığındandır acayip bir sevgim var Lanetliler kraliçesine.Çoğu şeyi sonlandırdılar filmde ama ben bir 2.film bekliyorum hala ve hala.Ama artık çıksa da aynı elemanlar oynamaz biliyorum.Ancak alınıp 2012 versiyonu şeklinde uyarlayabilirler.Şimdi düşündümde yok yok istemez.Benim için efsane kalmaya devam etmeli Queen damned.
Müziklerde ayrı bir leziz.Tam yerlere oturan 1o numara grupların elinden çıkma hepsi.Hatta tek tek sayıcam siz anlayın gayrisini; Linkin park, Static-X, Marilyn Manson, Disturbed, Jay Gordon vb...Gerçekten çok iyi bir Soundtrack ve cuk diye oturan sahnelerle bezenmiş.Zaten Lestat'ın keman çaldığı kısımlar vardır sahildeki bölümü zamanında milyonlarca defa dinlemişimdir acayip güzel bir keman solosuydu allahı var.
Aslında çok anlatılacak şey var ama özellikle Lestat ve Jesse'nin aşkı çok hoştu.O ilk karşılaştıkları sokak arasını asla unutmam.Lestat'ın kıza bakışları falan.Vesselam acayip karizma bir ikiliydi.Kaç kere izlememe rağmen düşündükçe özlüyorum o ikiliyi.Dediğim gibi çok başka bir yeri var bende bu filmin.O yüzdendir belki doğru dürüst anlatamam ama sizin bu yazıdan sonra bile izleyeceğinizi umuyorum.Ee artık izlemesseniz de sizin ayıbınız kalktım yazdım sizin için o kadar.heheheh
Belki fazla anlatamadım belki eksiklerim var ama siz kesinlikle izleyin bu filmi.Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama ben her bir karesini hafızama kazıdım, her bir karakteri benimsedim sevdim eminim sizde oldukça beğeneceksiniz.Kısa kesmekte fayda vardır bende açayım izleyeyim tekrardan acayip özlemişim.Giderken 1-2 gif paylaşayım bari canım çekti ^^
Ben senin tipiniiiiiii yeriiiimm |
Sevgiler, saygılar.
Selam! Wattpad hikayeme göz gezdir ---> Kralın Kalbi
.................................................................................
.................................................................................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder