17 Oca 2013

Romantik Vampirler & Alacakaranlık Genel Bakış

Biliyorum baya geç kaldım bu yazıyı yazmak için aslında yazmayıda düşünmüyordum ama nedense şimdi içimde bunu yaz diyen bir dürtü var.Dedim o kadar yıl nazını niyazını çektiğim şu seriden rahatlıkla çemkirerek bahsedemez isem neden blog yazıyorum gideyim öleyim ben yav.O yüzden sıvadım kolları.He öncelikle söyleyeyim pek iyi yorumlarda bulunmayacağım bu seri hakkında.Unutmadan da belirteyim Twilight'ın kitaplarını okumuş filmlerini izlemiş insanım.Yani yok sen ne bilirsin laga luga olmasın.Yeterince kitapta okuyorum filmde izliyorum.-Hatta haddinden çok- O yüzden fanı olduğunuz yapımı bana savunmak için gereksiz söylemlerde bulunmayınız, rica ediyorum.He illaki bulunucam diyorsan buyur canım.Her türlü film, kitap, vampir kültü, konu, aşk işleyişi falan kapışırız.Hepsi hakkında yeterli bilgim birikimim var ;)
Şimdi olaya en derininden inmek lazım.Buda demektir ki romantik vampir kültünden başlıyoruz bu işe.Bunun hakkını veren ilk isim olarak Anne Rice'dan başkasını tanımam.-Tabi Bram Stoker amcamızdan bahsetmiyorum bile o bütün işin kaynağıdır.-Çocuktum daha Annenın kitaplarını okumaya başladığımda ben.Ve o kadar severdim ki o zamandan belliydi kitap yazmak isteyeceğim.Gerçi vampirli bir şeyler olsun istiyordum ama malum cılkı çıktığı için silah dayasalar yazmam denecek duruma geldim.Her neyse Anne Rice okurduk biz Lestat'imiz vardı, Marius'umuz, Vittorio'muz...Vardı da vardı.Bazısı beğenmez ve vasat bulur onun yazarlığını ama onu yaşayan bilir diyip defolup gitmelerini rica ediyorum.Bu kadar değersiz olamaz onun bize verdikleri! Ben Anne ile tanıdım karanlıkta yaşayan, statü sahibi, yakışıklı, gotik, acımasız vampirleri ve o kadar sevdim ki resmen belleğimde vampir varlığının yeri bambaşka kaldı.Bu yüzdendir Anne'nın bendeki yerinin önemi.Eğer olayın kökenine inmek istiyorsanız bir Bram Stoker arkasından da Anne almanız tavsiye olunur.Tabi şimdiki okuduğunuz kitaplar kadar iyi bulmayabilirsiniz ama çocukken gidiyordu Anne.Hemde çok iyi gidiyordu.
1992 Dracula filminden bir kare.Sevgili Gary Oldman ve Winona Ryder oynuyor.
Çokta güzel oynuyorlar benim klasiklerim arasındadır.İzlemelisiniz!
Evet sanırım bu işte başları çekenleri belirttim.Daha sonra ortaya Alacakaranlık gibi bir kitap sürdüler.Beğenmedim desem yalan olur ilk kitabı okuduğumda gözlerim parladı.Yazım olarak oldukça basit bulduğum bir kitap olsa da düşünsenize uzun süredir Anne'dan ayrı kalmanın özlemini bir başkası kapatabilir diye düşündüm.Kapatamasa da o boşluğu doldurabilir dedim.Büyük heyecanla bekledim ki 2.kitapta tamamen tanınıp patlama yaptı ama benim için sönmüş bir balon olduğunu o kitabı okuduğumda anladım.Sen git koca Edward'ı gönder, arkasından tipsiz avel Jacob'u getir.Tamam dedim, neyse dedim, sorun yok katlanalım Edward gelecek sonuçta dedim ama durum git gide daha beter hale geldi.Aşk 3 genlerini sevmem ben bide kız asalağın tekiyse hiç sevmem.Kimi sevdiği belli olmayan saçma sapan bir ilişki anlayışı edinmiş kendine ve bize resmen işgence etti.Hele son kitapta neydi öyle.Renesme Jacob'a mühülendi diye çatır çatır çatladı ya! -bunu kitap baz alarak söylüyorum filmde yansıtmadılar.Sırf bu yüzden bile filmi kitapdan bin kez fazla sevdim.- Kardeşim sen Edward'a ölümüne aşık değil miydin? Onun için dağları taşları yarmak, herkese kafa tutmak istemiyomuydun? Eee Jacob nerden çıktı şimdi herşey yerli yerine oturmuşken.Sen artık kimi seviyosun karar ver demezler mi adama.Hele Tutulmada tutup Edward'ın -neredeyse- gözleri önünde Jacobla harbici harbici yiyişmen? Hadi senin bu gerzekçe aşk anlayışını anladık da o havalı, karizma, sevdiği kadını her türlü koruyan, kimseye bırakmayan Edward'a noldu? Olsun Jacobla yiyiş öpüş benden no problem seni seviyorum nasılsa, kabulüm herşey mantığımı edindi? Ulan ilk kitaptaki Edward nerde? Biz onu sevmiştik ona hasta olmuştuk.Yazıklar olsun! Gibi bir çemkirme oluştu içimde.Ciddi anlamda deli etti beni.Bilmiyorum siz bu aşkı samimi buldunuz mu ama ben hiç mi hiç bulmadım.Sevdiği adam uğruna ölmeyi göze alan kadınları(veya erkek).Bunları okumayı seviyorum ben, izlemeyide.Ama kusura bakmasın kimse bu kadar da kofti seven bir hatun görmedim! Hani kızı gördükçe okudukça; sevme sen Bella, yapma etme kızım diye haykırıyordum.Her neyse kısacası bu tarz aşklar geriyor beni.Ya tam aşık yap yada ayır bunları sonsuza kadar mutlular teması işleme.O kızla bu tema olmaz çünkü, olamaz! He bide son filmden bahsedelim.Neydi o öyle ya! Yemin ederim filmden çıktık arkadaşla resmen bomboştuk.Haz alamadık tad alamadık durumları falan.Hatta dedik bu ne abi gel bi film daha çakalım içim bayıldı.Gittik başka filme daha girdik.O derece boştu Şafak vakti.Savaş sahnesinden başka neyi vardı zaten? Ulan en azından esasında olduğu gibi yani hani sonradan hepsi Alice'in gözünden gösterildi ya sinemadakiler aaa falan dedi.O savaşı gerçek yapaydın.Öldüreydin o insanları.Ulan işte o zaman abov olmuş bu film derdim.Lan koca seride 1 insan mı ölmez.Hepsi maşallah sonsuza kadar mutlu oldular.Ya zaten ne beklenirdi ki? Olay gene kitabın ne kadar boş olduğuna geliyor.Yönetmen ne yaparsa yapsın katabileceği tat o kadardı çünkü kitap belli ne yapsın adam! Genede iyi iş çıkarmış helal olsun! Vallahi kızgınım.Bu kadar şöhret olması, bu kadar paralar kazandırması, bu kadar kitlesi olmasına kızgınım.Ya öyle güzel kitaplar var ki Alacakaranlığın onun yanında yediği bok olamayacağı ama durum belli.Zaten %90ından fazla şans olduğunu düşünürsek o bahsettiğim kitaplar tamamen hüsranla sonuçlanıyor.Doğru zamanda verilmiş bir kitabın dışına çıkamayacak Alacakaranlık benim için.Rüyasında görmüşte falan da filanda.Hop taslağa almış gördüklerini 3 ayda bitirmiş kitabı.Lan karakterlerini 3 ayda nasıl tanır insan! Zaten karakterlerinin gelgitlerinin olmasıda bu yüzdendi.Açıkcası ben kendi karakterlerimle iç içe olmak için yıllarımı verdim de hala eksiklerimiz var.Alacakaranlığı elime verseler 3 ayda bende yazardım ama yazmam abi.Yazamam! Ben her karakteri, her olayı ayrı ayrı yaşayarak özümseyerek yazıyorum hiç boşluk bırakmadan, saçmalatmadan.Hepsini tanıya tanıya...Tutup 3 ay gibi bir sürede olmaz bu.Herşeyin belli bir zamana ihtiyacı var, yapmayın etmeyin abiler!
He bir de yapılan capsler var ki şuan hiçbirini bulamadım harbi harbi yerlere yatıp güldüğüm zamanları bilirim.
O  bellanın ay başı pediyle ilgili olan vardı belki bilirsiniz ona çok gülmüştüm.Öyle böyle değil.


Kısacası başarılı bulmuyorum ama büyük işler başardı kitap.Ne diyelim şans herkesin kapısını çalmayabiliyor ama biz yazdığımız şeylerde işimizi şansa bırakmayız.En azından ben şahsım olarak böyle düşünüyorum ve yaptığım işe yıllarımı, zamanımı ve piskolojimi veriyorum.Ve eminim yazsam bundan daha iyi bir kitap olurdu Alacakaranlık.Ahanda buna imzamı atarım.
Sevgiler saygılar.



*Bunlar benim şahsi görüşümdür tekrar diyorum yazımı beğenmeyen fanlar bir zahmet bloğu terk-i diyar edebilirler.















Selam! Wattpad hikayeme göz gezdir ---> Kralın Kalbi




.................................................................................



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder